Sörfçüler neden özünde fütüristtir?

Profesyonel bir sörfçü olmayı ilk ne zaman düşündünüz?

Yaklaşık 12 yaşındaydım. İlk kez denediğimde sörfe sırılsıklam aşık oldum ancak aslında neler olup bittiğini anlamak için çok küçüktüm. Heyecanı ve okyanusun zorlu doğasını ilk hissettiğinizde; bunun bir spordan daha fazlası, bir yaşam tarzı olduğunu anlıyorsunuz. Yarışmaya 13 yaşındayken başladım ve ilk kupamı çok çabuk kazandım. Kendi kendime şöyle dedim: “Bu şimdiye kadarki en harika duygu! Kendimi tamamen bu yaşam tarzına adamak istiyorum. Dünyanın en iyisi olmak ve oradan devam etmek istiyorum.”

O zamanlar esinlenebileceğiniz kadın rol modelleriniz var mıydı?

Profesyonel sörfçü olarak çok başarılı olan bazı kadınlar kesinlikle vardı. Her ne kadar o zamanlar rekabet dünyasına pek ilgi göstermesem de etraflarında dönen pazarlama rüzgârı bende sörf yapma isteği uyandırdı. Bir kız çetesinin parçası olmak istedim. Sadece güneşin altında uzanıp erkekleri izlemek değil; kendim de suya girip işimi yapmak istedim.

Kimin tarzına hayranlık duyuyorsunuz?

Lisa Anderson her zaman benim idolüm olmuştur çünkü rekabetçi havayı çok güzel bir stille birleştirmiştir. Bu arada, dünyadaki en iyi erkek sörfçülerden bazıları için kadınsı bir dokunuşla sörf yaptıklarını söyleyebilirim. Hareketlerinde çoğunlukla kadınlarla ilişkilendirilen bir tür zarafet var. Bu da onları diğer, daha agresif erkek sörfçülerden olumlu bir şekilde ayırıyor. Yani kadınlar sörf tarzlarını saklamak zorunda değiller, tam tersi.

Şu ana kadar sekiz dünya şampiyonluğu kazandınız. Tüm bu başarılardan sonra nasıl hırslı kalabiliyorsunuz?

Elbette, 20 şampiyonluk daha kazanabilirim ve yine de asla şöyle bir iddiam olmaz: “Artık okyanusa hükmediyorum, teşekkürler ve hoşça kalın. Dışarıda hala bekleyen pek çok zorluk var!” Devasa dalgalarla mücadele eden ya da çılgın hava manevraları yapan pek çok başka inanılmaz kadın sörfçü var. Genel anlamda benden biraz daha az başarılı olabilirler ancak yine de belirli alanlarda daha güçlüler; bu yüzden kendimi her zaman motive hissediyorum. Bunun yanında, hayranlık duyduğum ve bana yeni fikirler veren pek çok harika erkek sörfçü var. Öğrenmeye devam ediyorsunuz, diğer insanlardan ve yeni deneyimlerden ilham alıyorsunuz. Çoğu sörfçüyü devam ettiren şey bir sonraki sörf esnasında ne olacağına dair duydukları heyecandır. İşin güzel yanı da bu.

Mükemmel dalga neye benzer?

Komik. Dalga havuzlarında, yapay dalga teknolojisiyle, mükemmel dalgayı yarattılar ve neredeyse bu çok sıkıcı bir hale geldi. Okyanusta olduğunuzda, bence en keyifli kısım beklentidir. Denize doğru bir kum tepesini geçersiniz. Ne göreceksiniz? Dalgalar güzeldir ama sörfe doğru kürek çekerken birini kaçırırsınız. Bir sonraki de aynı güzellikte olacak mı? Çok fazla beklenti, çok fazla heyecan! Bu mükemmelliği bulmakla ilgili değil, mükemmelliği aramakla ilgili.

Okyanus sağlığının savunucususunuz. Bu konuda daha fazla bilgi verebilir misiniz?

Sörfçüler olarak başkalarını eğitmenin bizim görevimiz olduğunu düşünüyorum çünkü okyanusla hiçbir bağlantısı olmayan ya da en azından olmadığını düşünen insanlara göre, zararı daha doğrudan yaşıyoruz. Dışarıda çok fazla çöp görüyoruz. İnsanların, okyanusa yakın olmasanız bile günlük seçimlerinizin okyanusu etkilediğini anlamalarını sağlamaya çalışıyoruz. Plastiği dikkatsizce tam olarak nereye atarsanız atın, bir noktada okyanusa ulaşma ihtimali var.

Sizin için sürdürülebilir bir yaşam tarzı nedir? Başkalarına tavsiyeniz nedir?

Hepimiz daha bilinçli tüketmeli ve uzun ömürlü, geri dönüştürülebilen veya yeniden kullanılabilen kaliteli ürünler satın almalıyız. Eğer bir şeye artık ihtiyacınız yoksa, onu başkasına verin. Örneğin, ambalajlarında geri dönüştürülebilir malzemeler kullanan veya kendi ürünlerini daha sürdürülebilir hale getirmenin yolları üzerinde çalışan ve sürdürülebilirliğe önem veren şirketleri tercih edin. Sadece ne satın aldığınızın ve kullandığınızın farkında olun. Örneğin, kişisel kullanımım için küçük bir kâğıt parçasına sarılmış; şampuan, saç kremi ve sabun kalıpları üreten bazı harika küçük şirketler buldum. Bunları kullandığınızda, geride neredeyse hiçbir şey kalmıyor.

Sörfçülerin bize başka neler öğretebileceğini düşünüyorsunuz?

Bence sörfçüler hayatlarına yaklaşım biçimleriyle neredeyse fütüristler. Kendilerini gerçekten canlı hissettiren, onları mutlu eden, gençleştiren ve bir bütün olarak toplum için sağlıklı olacak şekilde dünyaya bağlayan bir şey yapıyorlar; ayrıca sörfçüler sürekli yeni şeyler keşfetme, kendilerine meydan okuma ve macera arama misyonuna sahipler. Bu takdire şayan bir özelliktir. Sonsuz bir arayış içinde olmak da sizi kesinlikle çok mutlu edebilir.